29 Ağustos 2010 Pazar

Gıcık BEN : Otobüste sohbete çalışan Teyze,SUS KENDİNİ ÇOK SEVDİRMEDEN (!)

Yolculuk sevmem ben,hatta nefret ederim,bu çocukluğumdan beri böyleydi,bi tatile çıktığımızda delirtirdim annemle babamı, arka koltukta,
-anneeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
-ne var kızım
-geldik miiiiiiiiiiiiiiiii ?
-yok kızım daha 1 saat oldu yola çıkalı.
10 dakka sonra;
-babaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
-efendim
-ne zaman varıcaz
-Hiç varamicaz kızım,şimdi uçuruma sürücem arabayı.
Mecbursam eğer çıkmaya ne bulursam alırdım yanıma oyalanmak için,çok sıkılganım ben uzun süre aynı yerde aynı şeyi yapamam ,aldıklarımla ilgilenirdim bi müddet
sonra onlardan da sıkılıp önce yoldaki direkleri sayarım
ondan sıkılırım yoldaki çizgileri sayarım,sayarımda sayarım .
Büyüdüm,tek başıma,otobüs ve uçak yolculukları yaptım,hepsinde yanıma kimse oturmasın diye dua ettim,hiç biri tutmadı.
Yolculuklarda yanıma oturan teyzeler şşşşşşşşşşşşşş
size sesleniyorum,
Hep nefret ettim sizden tamamı,cici kızı oynadım size,siz bana hayat hikayenizi anlatırken içimden saydırıyodum size yolculuğumun içine ettiğiniz için,ben sosyal biri değilim tamammı,anlatıkklarınızla ilgilenmiyorum,yolculuk zaten sıkıcı ve çekilmez hele sizle tam bi kabus
Şurda pencereden bakıp iki hayal kurucam iki direk sayıcam çeneniz yüzünden sürekli yeniden başlıyorum.
-kızım sen napıyosun okuyomusun ?
-okuyomuyorum teyze,kocaya kaçtım
-aa annen baban kızmadı mı ?
-kızdılar teyze.
-Naptın peki.
-Kestim onları,kuşbaşı yaptım.
-Muavin beyyy.....



Çöpçü BEN : yine yeniden Dönüşüm...

Babamın Halasında gördüğüm ve çok beğendiğim için bana hediye ettiği 2 koltuk,eski hallerinin resimlerini çekmemişim ne yazıkki,ama klasik antika rengiydi,kahverengi,ve  eski bir yüzü vardı,kırmızı bir yüz aldık annemle(konsepte kırmızı uyuor çünkü:) ve beyaza boyattık,nasıl mı oldu,işte böyle ;

Koltukların arasındaki sehpanın modelini internetten bulmuştum,tanıdık bi demirci ustası bizim için yaptı,ben çok beğeniyorum,sehbanın üzerinde ise,heryerde olduğu gibi babannemin ve dedemin resmi var,nostalcik :)

Aynı demirci ustası,yine netten bulduğum bi gazeteliği bizim için yaptı bende boyadım,


Şimdilik bunlar dönüştü,ama dönüşüm devam edicek :) ...

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Mim'li BEN : Teşekkürler DUYGUSELİ...

Çaylak Ben,Duyguseli tarafından mimlenmişim,. Sorulara cevap vermeye bayılırım.Oley,oley,oley ...
1-Lakabın varmı varsa nedir ?
Ünideyken, ördek derlerdi dudaklarım yüzünden.diyenlerin hepsini dövdüm :)
2-Son zamanlarda diline dolanan şarkı ?
Nerden dilime dolandı bu offspring şarkısı bilmem,Give it to me baby,aha aha,give it to me baby aha aha and all  the girlies say pretty fly ...
3-en son neye - kime aşık oldun ?
En son kedim doziye yeniden aşık oldum bugün.
4-en son okuduğum kitap/film ?
Büyük Dönüşüm-Canan Yolaç
filmde Paranormal activity,niye beni hiçbişey korkutamıyor yaaa !
5-Son zamanlarda en çok özlediğin...
Babannem,Arzu,Canada da yaşayan biri,Adana kebap(ama Adana'da),bide evde yanlız olmayı özledimm
6-Bir günlüğüne ünlü biri(oyuncu-şarkıcı-politikacı) olma hakkı tanınsaydı kim olurdun ?
Marilyn manson olurdum,çok merak ediyorum bir gününü nasıl yaşıyor,seviyorum ben onu,iyi biri bence o.
7-Yarınn sabah ilk planın ?
Planlardan nefret ederim,hayatım neredeyse tamamen spontan.
8-En sevdiğin Huyun ?
Ay o kadar var ki kahretsin seçemiyorum(yalan) :) Kendimi sevmem,bu nedenle kolay kolay kimsenin beni üzmesine izin vermem.
9-Şuanki mesleğinde - bölümünde olmasan ne olurdun ?
Çocukken dansöz derdim,bayılırım dans etmeye çünkü,ama dansöz olmazdım şey olurdum iç mimar.
10-Okurken en zevk aldığın 3 Blog ?
Anti kahraman,insanat,cemoi,duyguseli,illegalsmile...

EEE Bende MİM'leyim bari...
İllegalsmileVE İnsanat

Depresif Ben : Dozi OLMAK...


Dandik bigün bugün,mutsuzum,içim bomboş,şöyle bi kenara fırlatsa biri beni, öyle kalırım attığı yerde,gıkım çıkmaz,mutsuzluklarımın nedenini bilmem bazen ,buda o bilmediklerimden,yada bilipte bilmemezlikten geldiklerimden.Siz nasıl olursunuz bilmiyorum mutsuzken,ben kaparım kendimi kimseyle konuşmam, mutsuzsam başkalarıda beni görüp mutsuz olmasın  diye , ben hemen alırım çünkü başkalarının iyi yada kötü enerjilerini herkesi de öyle sanıyorum.Sorunu halledip, normale dönüp insan içine çıkarım,yanlızlığı severim genelde,hiç sıkılmam ,tek çocuk olmanın büyük bi artısıdır bu,bana kağıt kalem,bi kaç kitap bide koltuk ver kapat bomboş bi odaya,günlerce kalırım ,kendimi oyalamayı bilirim,tek çocukların öğrendiği ilk şey kendinin arkadaşı olabilmektir.
Çok zor günlerimde oldu,işin içinden çıkamayacağımı zannettiğim evet şimdi tamamen boka battın kızım dediğim,öyle günlerde yatağıma uzanıp DOZİ'yi (kedim) izlerdim,o kadar çok kez onun yerinde olmak istemişimdir ,sadece uyumak,uyanmak,oyun oynamak,kendimi sevdirmek ne güzel bi hayat.
Neyyse yinede hayat güzel ben acılarıda seviyorum,olmasa bugünkü ben olmazdım,ergenlik yıllarımda çok sivri ve dik bi karakterdim,hayat öyle güzel törpüledi ki sivri uçlarımı,Helal Olsun diyorum,bükemeyeceğin eli öpeceksin...
Çeşitli dönemlerde hep uçlarda oldum bazen bi uçta bi müddet sonra bir diğer uçta,her yeri gezdim yani en iyiyi arama yolunda,arayışı severim,arayan aradığını bulur sonunda,bende hep bi merak,bi arayış,kimim ben,neyim,niye geldim,sorular,sorular.bigün iyi biri olmaya karar vermeler 3 gün sonra o tezi çürütüp kötü olmalar,ohoo neler neler.
Sonunda bugün bulunduğum yere gelmem,yıllarımı  aldı,kimbilir kaç günlük,kaç kitap bitti,bugünkü beni seviyorum gerçekten,çok emek verdim ona çünkü,insan emeğini seviyor sanırım.
Yinnede bazen mutsuz hissettiğimde keşke yatağımla bütünleşsem yada DOZİ olsam demeden duramıyorum.
-Dozi bugün sen olayımmı ?
-ben kim olcam?
-sende ben ol.
-senin hayat çekilmez,iyimim böle dokunma.
-bugün sana yemek yok.


27 Ağustos 2010 Cuma

ACI ÇEKEN BEN : 6 Yıl önce bugün beni bırakıp gittin,SENİ ÇOK ÖZLEDİM...


6 yıl önce bugün hayatım bir daha 6 yıl önceki gibi olmadı hiç,artık olmasıda imkansız.
Sen gittiğinde ben bu ülkede değildim,çok ani oldu gidişin
burdan ayrılırken sana nasıl veda ettiğimi bile hatırlamıyorum,
nerden bilebilirdim ki döndüğümde seni bir daha bulamayacağımı,nerden bilebilirdim
o sevgi dolu sesini duyamayacağımı,harika yemeklerinden yiyemeyeceğimi,huzur dolu sığınağım olan
evine tekrar giremeyeceğimi.
Hatırlarmısın,daha küçücük bi çocukken bile seni ziyarete geldiğimizde eve dönmemek için
kıyameti koparırdım,yada sen gel bizde kal diye yerlere yatardım sana yalvarmaktan,sen hep sabırla dinlerdin beni,hiç kızmazdın,hep beni oyalayacak bişeyler bulurdun ,senle hiç sıkılmazdım,sen gittiğinden beri
kimse beni sabırla dinlemiyor...
Bana elma soyup bıçakla yan koltuktan uzatmanı özledim,o eski çevirmeli yeşil ev telefonunu özledim,
kuşların cıvıldaştığı kapı zilini özledim,pazar yemeklerimizi,bayramlarda yaptığın kadayıfı,arkadaşlarımla evin önünde otururken saat 12 olunca beni kapı otomatiğine hiç durmadan basarak eve çağırmanı özledim,ben seni özledim...
senden çok uzak bi ülkede bi sabah ağlayarak uyanmıştım,senin öldüğünü rüyamda görüp,bi arkadaşıma evi aramasını rica etmiştim seni sorması için,o arkadaşım,babam ve annem bana hayatlarının rolünü oynadılar,gizlediler gittiğini,sen gerçekten gitmişsin,giderkende rüyama girmişsin,bileyim istemişsin,ben gidiyorum demişsin bana
oysa sana çok güzel hediyeler almıştım kazandığım ilk parayla,hiç veremedim onları sana
6 yıldır bendeler hala.
Sen gittikten 3 ay sonra döndüm,havaalanından ilk senin telefonunu aradım,çalıyordu ama açmıyordun
zaten sonrada hiç açmadın.
eve geldim arkadaşınla yaylada olduğunu söylediler,beni nasıl olduda aramadın diye düşünmüyor da değildim hani bozulmuştum sana içten içe.
ertesi gün annem sana bişey söylicem deyince verdiğim cevap;
BABANNEME NE OLDU ?
Seni çok özlüyorum babuşhka,sen benim idolümsün,bigün senin gibi bir babanne olacağım,torunlarımı senin gibi dinleyeceğim,senden çok sey öğrendim ve öyle şanslıyım ki hayatımdan senin gibi bi kadın geçtiği için,bi gün yine hep beraber olacağız,bekle beni...

CRN




26 Ağustos 2010 Perşembe

Kendinden Kaçak Ben : BANA GİTMEK . . .



Hep gitmek gibi asla gerçekleşmeyecek bi planım vardı,kendimi bildim bileli.
Nedendir hiç bilmedim,sanırım birsürü nedenler topluluğuydu bende bu isteği uyandıran.
Şöyle güneşli bir bahar sabahı,elime ne gelirse almak ve kapıyı çekip çıkmak.
Ama bu hayalin içinde hep yukardaki gibi eski ,kırmızı ve cabrio bi arabada oldu ki kırmızı sevmem.
Bu hayali  hayatımda  bunaldığım pek çok anda kullandım,işe yaradı hep ,korkunç bir özgürlük duygusu uyandırdı bende.
Çünkü en özgür insan kaybedecek hiç bir şeyi olmayan insandı benim gözümde.
Kaybetme korkularımız bizi ,bağımlı, ezik, boyun eğen insancıklara çeviriyor.
Eşyalarımıza,elbiselerimize,arabalarımıza,evlerimize,
dizilerimize bağımlı küçük insancıklar.
Onları kaybedersek biz bir hiçiz,tüm hayatımız sahip olduklarımızı korumaya çalışmakla
yada daha fazlasına,daha güzeline,en son modeline sahip olmakla geçiyor.
En iyi telefonlara,en iyi arabalara,en iyi evlere sahip olabilmek için eşşek gibi çalışıyoruz,
sahip oluyoruz,bir müddet mutlu da oluyoruz peki ya sonra ?
               Ne kadar sürüyor bu sahte mutluluk ? 
    Bir sonraki yeni teknolojik oyuncağımıza kadar.
 İşte bu gitmek,beni özgür kılacak bi gitmek,bu gitmek bağımlılıklarımdan kurtulacağım bi gitmek,bu sadece
         BANA  gitmek ...

25 Ağustos 2010 Çarşamba

'ÇÖPÇÜ'(!) Ben : Antika eşyalarla yaşadığım duygusal ilişki :)

Biliyosunuz dahe önce anlatmıştım annemin beni biraz çöpçü bulduğunu.Evet kabul ediyorum herşeyi atamıyorum,bi hediye paketi ,kurdelesi,kırılmış bi magnetin üzerindeki deniz atı,çiçekleri süslemede kullanılan kelebekler, midye kabukları,dikilmiş elbiselerden artan kumaş parçaları bunların hepsi değerli benim için.Çünkü onlara bakmak aklıma güzel fikirler getiriyor,gözümün önünde olsunlar isityorum hep ,bişeyler yapıyorum onlarla beni mutlu ediyorlar.
Aslında ben ESKİCİyim :) seviyorum eski şeyleri yada aslında başka bişey için üretilmiş ama sonra dönüşmüş şeyleri çünkü bence herşey bigün dönüşmeli,bizde...
Eski ve antika eşyalarla aramda bi bağ var,hep çok çekici oldular benim içinn,eski bi yemek masasına baktığımda kimbilir diyorum ne sohbetler etti insanlar bu masa etrafında,belki ne önemli kararlara tanık oldu ,ne kahkahalar işitti bu masa,ne kavgalara şahit oldu belki,ne masa altı oynaşmaları gördü ama sustu içine attı.
Toplamaya çalıştım antika eşyalar,evimde yaşamaya devam ettisinler istedim,değiştirdim onları ,beni de yansıtsınlar istedim,benden sonrakiler de bakıp desinler kimler kullandı bu eşyaları,Kimbilir kimler...

BENDEN ÖNCE :)

BENDEN SONRA :) 

Butterfly effect :)


BENDEN ÖNCE

BENDEN SONRA


BENDEN ÖNCE

BENDEN SONRA

Bu dolabı aldığımda Yukarda gördüğünüz gibi kahverengiydi , kulpsuzdu,ve anahtar delikleri vardı bi türlü uygun bir anahtar bulunamadı,deliklerde  kaldı öyle ,ee doz büyücüsü ne yaptı o deliklere gül taktı :) dolabı beyaza boyattı ve bu klasik parçayı mondernize etmek için şeffaf kulplar kullandı.Ben Çok seviyorum umarım sizde beğenirisiniz ...

24 Ağustos 2010 Salı

Naftalinli Ben : PIRASA,ZEKİ MÜREN VE BEN ...

Küçükken pırasa sevmezdim pek ( şimdi bayılıyorum),annemin bana zorla pırasa yedirdiğini dün gibi hatırlıyorum.Ama  garip olan zorla pırasa yemem değil annemin bana onu zorla yedirirken yemem için söylediği sözler.Annem derdiki,
-'hadi kızım bak bu çatalıda yersen sesin ZEKİ MÜREN  gibi güzel olur'
Peki ben ne yapardım ?
Yerdim yer o aptal pırasayı, niye ? sesim Zeki Müren' e benzicek diye ne saf çocukmuşum,
ne kolaymış beni kandırmak,Düşün yani Zeki Müren :) şeker filan değil kandığım şey.
Zeki Müren gibi sesin olcak ye bu pırasayı dediğinde hemen yiyosam, şeker alıcam dese, onu yer bide üstüne akşam yemeğinide ben yaparmışım demekki mutluluktan.
-Çocukkende garipmiydim ben anne?
-yok kızım sonradan oldun.
-kandırma beni.
-yeminnen diorum bak.

Üretici Ben : Ben bişey daha mı yaptım ne ? evet evet ben bişey yaptım :)

(Yine yazlık evimiz için dönüştürülmüş bi eşya.Dönüştüren kim Doz Büyücüsü.)
Çook eski bir ayna ve çerçevesinin hikayesi bu dinlediğiniz;
Bir varmış bir yokmuş bir eski ayna ve çerçevesi varmış tabi bunlar hep eski değillermişş ama biz eski olduktan sonraki kısmına hakimiz hikayenin.
Neyse efendim bunlar yıllarca bir duvarda durmuşlar, durmuşlar ,durmuşlar ,yine durmuşlar gelen geçen onlara bakmış ,bakmış yine bakmış bunlar yine durmuşlar bi gün tak demiş canına çerçevenin ,
-' yeter lan ' demiş,' 'atlicam aşağı,ne olursa olsun,böyle dur dur nereye kadar'
ayna  ;
-'aman abi yapma,gözünü sevim,bak sen sağlam adamsın bişeycik olmaz sana ama ben ne yaparım ,halim ne olur sen burdan atlarsan,beni de düşün,bencil olma' demiş.
çerçeve ;
-'Korkma demiş sanada bişey olmaz sımsıkı tutuyorum seni bak görürsün ' demiş.
Bunlar sen atla aşağı,doz büyücüsü sen kork bu sesten,git sese doğru,Şaşır sen doz büyücüsü ama aklına fikir gel,dur ben sizi dönüştüreyim çok çirkinsiniz siz , de ayna ve çerçeveye.
Ayna ve çerçeve sizde dönüşünce süper olun.
Yazlığın tuvaletinde durun durun durun yine durun,gelen geçen size baksın,baksın baksın yine baksın.
Bu masalda böyle bitsin bitsin bitsin yine bitsin  ...


Kendinden Kaçak BEN : Yatak ve BEN...

Bazen yatağıma uzandığımda yatağımla bütünleşmek istiyorum.Kaybolmak,yatak olmak.Yüzümün,bedenimin ,yatağın soğuk dokusuyla buluştuğu noktadan içeri girmek isityorum.Arasınlar bulamasınlar beni,daha biraz önce şu yatakta uzanıyodu desinler,ama üzülmesinler,canım sıkılınca dönerim çünkü ben.
Delimiyim ki ben ?
-değilsin.
- değilim dimi,evet evet değilim ...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Felsefik BEN : Sen Hiç ÖZÜNÜ Gördün mü ?

Beden yaşlanırken,neden yoktur hiçbir ruhun yaşı ? Her ruh kendine bir yaş seçmiş ve kalmıştır o yaşta,artık zaman yoktur,yaş almakta.
Küçükken annenin yada babanın yaşı sana çok büyük gelirken onların yaşına gelince hala ne kadar küçük olduğunun farkına varırsın,aslında 80 yaşında bile sen hep aynısın.Ruhunun kılıfı eskirken ve kırışırken içinde sakladığın değerli hazinen koruyor kendini dış etkenlerden.
Yaşadığımız hayatın büyük bir kısmını hazinemizi koruyan kılıfa iyi bakarak geçiriyoruz.Saçlarını tarıyor,tırnaklarına oje sürüp,dudaklarını boyuyoruz kılıfımızın.Ama aklımıza içindekini hiç getirmiyoruz,biz hep gerçeğiyle değilde onu korumak için yaratılmış olanla ilgileniyoruz.
Korkuyoruz belkide onu kılıfından çıkarıp karşımıza alıp konuşmaya,ama kendi özümüzle yüzleşmeden nasıl anlayabiliriz Hayatın özünü ?

Üretici BEN : Bak ne yaptım,sende yap ...

Yazlık evimizdeki odam için avize arıyodum,bi türlü bulamadım istediğim gibi bişey .Ne istediğimi de bilmiyordum ama görünce 'işte bu' diyeceğim şeyi aradığımı biliyodum.Yazlığa  götürülecek eşyaları ayıklarken eski avizemi buldum dışı kumaşla kaplı bişeydi,kumaşı gayet köhne ve kirliydi,niye saklamışım onuda bilmiyodum,kumaşını kesip attım üstünden,sonra başka bi işim çıktı kenara bıraktım onu. Odama tekrar döndüğümde yorgunluktan attım kendimi yatağa , yatak ve banyo korkunç yaratıcı fikirlerimin(!) aklımın ekranından alt yazı gibi hızla aktığı 2 harika mekan benim için.Uzandığım yerden eski avizemin iskeletine takıldım,bi anda fırladım yataktan,gerekli malzemeleri annemin çöplük diye tanımladığı :) kutularımda aramaya başladım,bir çoğunuda buldum,hep diorum anneme en iyi malzemeler 'çöplük'lerden çıkıyo diye.Aldım elime silikon tabancamı ve yaklaşık 1 saatte 'İŞTE BU' dediğim avizem hazırdı ,tek eksik içine kondurulacak 2 kuştu,ee onuda sosyete pazarından buldum.Avizem toplam 2 tl.ye hazırdı :)
Nasıl mı oldu ? işte böyleeee...

Buda artık yazlıkta ki odama asılmış hali ...

22 Ağustos 2010 Pazar

Naftalinli BEN : WANTED !

Bu kızı hatırlıyormusunuz(79,80,81,82 doğumlular bilir) CLEMENTİNE,bu kız ve bu çizgi film yüzünden çocukluğum korku içinde geçti korkardım ama ölürdüm izlemek için,hayal gücümü ve kendine eziyet etmekten zevk alan yanımı korka korka ama merakla izlediğim bu ruh hastası  clemetine borçluyum .Saol clementine sayende bende manyak oldum,sıkılınca uzaylıların beni kaçırmasını bekliyorum ,üzerimde deney yapsınlar istiyorum benimde insanlığa bi faydam olsun istiyorum.Yıllarca koca bi balon içinde mavi saçlı bi peri ve kafasında pervane olan bi kediyle gezdin ,cehennem zebanilerinden kaçtın ,kaçtında  ne olduu ha , ne verdin bize korkudan ve ruh hastası bi hayal gücünden başka .Arıyorum seni, açık konuşayım bulursam bittin kızım sen o uçtuğun dandik balonu patlatıcam yanındaki mavi saçlı çakma peride yardım edemicek sana senin yüzünden kedime pervaneli şapka aldım ama uçmuyorrrrr,uçamıyorr,senelerce oynadın duygularımla,inanmıştım bi kedinin pervaneli bi şapka takınca uçabileceğine, yapılırmı bu bana .Seneler sonra çocukluğuma dönmek zorunda kaldığım o ince uzun koltukta anladım esas suçlunun sen olduğunu bulursam affetmem ama ona göre,ha bugün olsa yine izlerim o ayrı,yinede çıkma karşıma derim ben,kötü olur,valla bak...

Depresif Ben : Sen Hiç DİBE VURDUN MU ?

Dibi görmeliyiz,orda neler oluyor bilmeli ve konuşmalıyız diptekilerle.Bir müddet nefessiz kalmalıyız orda,boğulacak gibi olmalıyız bir ara,değerini anlamalıyız ,diplerdeyken suyun üsütünde olmanın ne harika bişey olduğunun farkına varmalıyız.Ciğerler dipte harcamalı son nefeslerini taki burnumuzdan baloncuklar çıkana dek, ve burnumuzdan çıkan son baloncukla,tabanlarımızı bi hızla yere vurup yükselmeliyiz yeniden hayatın gündüzleri gün ışığı geceleri ise yakamozla aydınlanan sularına.
Bazıları suyun yüzeyinde yaşayıp,hiç bilmezken derinlerde neler olup bittiğini,pek azına nasip olur dibe vurup tekrar çıkmak.Kimi kalır dipte bir ömür,kimi öğrenirki dibe vurup çıkmaktır aslında ÖMÜR . . .

Style Icon's takipçisi BEN : GWEN STEFANİ

Gwen Stefani'nin modalar üstü tarzına ve yaratıcılığına bayılıyorum, o  kesinlikle bir trend setter.HARAJUKU GİRL albümüyle gündeme getirdiği stil aslında Japonya'nın HARAJUKU bölgesindeki gençlerin yarattığı bir street fashion,ancak bu moda dünyada Gwen Stefani sayesinde gündeme geldi .
Zaten 2007 yılında da American People dergisinin yapmış olduğu araştırmada Dünyanın en iyi giyinen kadınları listesinde  üst sıralarda olmasıyla kendisindeki moda dehasını tüm dünyaya ispatlamış bulunmaktadır zat-ı muhteremimiz  .

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails