13 Şubat 2014 Perşembe

Heycanlı Ben : Home sweet Home :)


Taşınıyoruz bizzz . Biliyorsunuz 3 yıllık Canada maceramızdan sonra 4 ay ön e Amerika'ya taşınmıştık. Eşyalarımız ve arabamız da arkamızdan buraya gelmişti. Eşyalar 2 aydır bir depoda bekliyordu çünkü biz eşyalı bir apartmanda yaşamaya başladık gönlümüze göre bir ev bulana kadar. Uzun aramalar yaptık ama tam olarak istediğimiz evi  bulamadık . Bu arada Canada da aynı köyde (!) yasadıgimiz bir arkadaşımız bizden önce buraya tasınmış ve ev yaptırmıştı kendine bize de tavsiye ediyordu . Onun tavsiyesiyle sizin isteginiz gore evler dizayn eden bir şirketle tanıştık . Arsaları gezdik ve temeline başlanmış olan bir yeri beğendik . Çokkk uzun süren ve bizi gerçekten fazlasıyla yoran banka işlemlerinden sonra nerdeyse sona geldik .  Benim için çok zevkli bir süreçti ( tabi sancılı banka görüşmelerini saymazsak) . İç mekan dizaynı benim bir sürü hobimdem bir tanesi :) bana parke seç dolap seç taş seç duvar rengi seç desinler , saatlerce günlerce üzerinde düşünüp çalışabilirim , o kadar aşığım Dekorasyona . Ev yapılırken abartısız hergün gittim geldim :) hatta bazı günler 2-3 kez :) nerdeyse işçilerle kanka olup İspanyolcayı sökecektim (meksikalı nüfusunun hayli yogun olduğu bir bölgede yaşıyoruz) . 
Yapan şirkete (Braemar Construction ) gerçekten inanılmaz teşekkür ediyorum ( her ne kadar bu yazımı okumayacak ve türkçe anlamayacak da olsalar ) çünkü inanılmaz anlayışlı ve sabırlı insanlarla çalıştık ve bizim gibi yüzlercesiyle çalışıyor ama buna ragmen sabırlarını ve hosgorulerını koruyorlar. Bi sürü farklı ve onların daha öne yapmadığı şey istedim , beğenmedim şeyler oldu değişssin dedim milyarlarca soru sordum anlamadım bir daha sordum ama onların tavırları hiç değişmedi bu süreçte . İşini iyi yapan insanlara hayran olduğumun yeniden farkına vardım . 
Evin içinde huzur yoksa en güzel evin bile kara bir delikten farkı olmadığını ve İnsanoglunun en guzel  eve ve eşyalara bile bir süre sonra alıştığını ,  herşeyin bir muddet sonra sıradanlaştığını aslolanin gercek sevgi, saglik ve huzur oldugunu hatırlatarak fotoğraflara geçiyorum :) 

Evimizin temeli :) Her asamasinda ordaydik ve bence bu cok anlamli :) 
Teftis zamani :) Fotografin adi "Man at the insaat" :)) 


Sevgilim burda "iste buralar hep bizim " diyor ahahaa :D 
Amerika da ve Canada da evler bildiğiniz tahtadan yapılıyor şaka gibi değil mi :) 
Evimizin arkasinda burdakilerin Deck dediği bir balkon vardı Merdivenlerinden hoşlanmadık çünkü aşağıdaki verandanın manzarasını kesiyordu , onu kaldırttık mesela.


Briket duvarlara olan aşkım yüzünden mutfakta seramik yerine briket duvarlar kullandık 
Mutfak dolaplarımız krem rengi daha önce beyaz kullandığım için bu defa farklı olsun istedim ve duvarlar beyaz çünkü aydınlık ortamlara karşı bir obsesif durum söz konusu bende 

Bu beyaz kapi kucuk bir erzak odasi 






Burası da basement ( bodrum kat)  dedıkleri yer , arka bahçeye açılıyor . Balkonun merdivenleri kalkınca çok ferahladı arka bahce kapısının önü . Ve burda bir çok değişiklik yapıldı , mesela kütüphaneyi hördüğünüz yer bir odaydı , yıkıldı o duvara bir pencere yapıldı ve pencerenin önüne bir masa ve tüm duvara da bir kütüphane :) bu tam olarak benim çocukluk hayalimdi pencereden bahçeye bakarak yazılar yazmak ve genişçe bir kütüphanemin olması. Tabi şimdi pek birşeye benzemiyor , eşyalar gelince ortaya çıkacak herşey :) ve yakinda bol fotografli postlarla  ve yeni  "do iy yourself" projeleriyle karsinuzda olcam! 
Guzel kalpliler Gonullerinden gecen her guzel dilege kavussun diyor Opuyor ve kaciyorum 
Doz 



















4 Şubat 2014 Salı

Karmaşık Ben : Anarşist Kıvrımlar ...


Icinde bulundugun kaostan kurtulmadan goremiyorsun kendi gerceklerini . Hatta kendini , ne istedigini bile bilmiyorsun o karmasanin icinde.  Sadece nefes aliyor ve yasiyorum saniyorsun . 

Zaman hizla akip geciyor,  etrafinda birseyler oluyor herkes birsey soyluyor , annen bunu yapmani istiyor ,baban onu yapmani istemiyor , eve gec gelme komsu teyze goruyor , dedikodun donuyor... Ve  sen nefes aliyorsun , yasiyorum saniyorsun ...

Zaman geciyor , calisman gerekiyor,  yasitlarin evleniyor , arkadaslarin yukseliyor , depresyonun nüksediyor , sen yine nefes aliyorum saniyorsun , yaniliyorsun . ..

Daha kendinle karşılaşmadan geciyor gunlerin , durup bir kere bile ic sesini dinlemedin . Belki de sen hiç onlari yapmak istemedin . . . 

Kir kabugunu  ... O yumurtadan , kabuklarindan kurtulmadan baslamayacak hayatin . 

Ben mi ? Daha yeni kabuklarimi uzerimden ellerimle ayikliyorum ,  ve aradan suzulen gunes isigi yeni bir baslangici hatirlatiyor bana ,  Heycanlaniyorum ve heyecansiz olan herseyi herkesi reddediyorum. Ruhumun anarsist yanini tatmin ediyorum reddederek . Dislanmislara kucak aciyor sevilenleri reddediyorum , duzeni reddediyor , duzensizlige kol kanat geriyorum . . . 

Cocukken düşünürdüm ,  niye saclarim diger kizlar gibi dümdüz degil de , kafamin Üstünde kivrimlar olusturarak cığlık çığlığa firliyorlar kafa derimden diye . Artik biliyorum , onlarda ruhum gibi düzenden  ve düzlükten nefret etmek icin  futursuzca kivriliyorlar  . Bazen sacim da kafam gibi cözülemeyen yumaklarin ev sahibi oluyor ,olsun seviyorum o duzensiz duzenimi , arsiz yumaklarimi .Bazen çözmek icin ugrasiyor , yapamazsam makasi vuruyor kurtuluyorum. 
 Sonra da diyorum ki ; iyi ki Dümdüz saçlarım yok !  :))) 
Doz





LinkWithin

Related Posts with Thumbnails