29 Kasım 2010 Pazartesi

Ödüllü BEN : Ödüllüyüm ödüllüsün ödüllü

Sevgili,pek sevgili,en sevgili, has sevgili,öz sevgili deepblueeagle  bana bu güzel ödülü layık görmüş,saolsun var olsun bende ödülleree doymayayım inşallah,hatta sanalda olmasın bundan sonraki ödüller ,elle tutayım gözle göreyim bundan sonrakileri,ardı arkası kesilmesin, hatta evimin bi odasını ödüllerime ayırayım onlara camdan büfeler filan yaptırayım :) şaka bi yana nebileyim bir mim olsun bir ödül olsun bunlar güzel şeyler arkadaşlar,blog sahibini mutlu eden , benim gibi yazma kabızı olduğu günlerde hayatını kurtaran işini kolaylaştıran şeyler.
Bende kafamı toplayıp kendimle başbaşa kalamadığım ve ister istemez yazma kabızı olduğum şu günlerde(elimin aklımdan geçenlere yetişemediği günlerimi özlüyorum) bu ödüller mimmler ohhhh beee dedirtiyor.
Boğun beni,ödüle  boğun mime boğun :)
açım ben dostluğa ,kardeşliğe açımmmmmmm : D

Not: '0' yazıyla 'sıfır' yaratıcılıkla bile beni çektiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür fışkırtıyorum eyy bildiğim 188 ve bilemediğim bilmem kaç . . .

28 Kasım 2010 Pazar

Meşgul BEN : GELİCEM...

Selam gözü yollarda yazmamı bekleyen (!) Dozsever,
Yorgunum,meşgulüm,isteksizim,dağılmış durumdayımm ve biliyorum seni ve blogumu ihmal ediyorum.
Ki bu hiç yapmadığım yapandanda hiç hoşlaşmayıp şiddetle kınadığım bir durumdur.
ama gel gör ki yapmam gereken işler var ha diceksin bi senin var bizim yok sanki haklısın tabi biliyorum sende çok meşgulsün ama benimki farklı, valla bakk ,bilsen sende hak verirsin .Eee söylede bileyim o zaman deme sakın,sölicemm ama daha diiil.
Kendimle başbaşa kalmayı,yeni dekorasyon fikirleri üretmeyi,yeni antikalar bulmayı,onları değiştirmeyi özledim,yok yok hatta ben kendimi özledim.ama az kaldı yakında yine hepberaber olucam kendimle,blogumla ve seninnle.
Çok başka biyerden çok başka bakış açıları ve farklı tasarımlarla çıkıcam karşınıza.
Bu yazıyı yazarken aklımda sürekli bişey vardı 'ektiklerimizi biçicez' hep bu laf döndü bugün beynimde.
Dünya ilginç bi yerrr burda ne yaptıysak iyi yada kötü hesabın başka bi yere kalıp kalmadığı tartışılır ama bildiğim birşey varsa oda o hesabı burda ödemeden hiç biryere gitmiyorsun.
NE yaparsan yap yaptıklarının aynısının karşılığını BU HAYATTA BULACAKSIN.
Bunu yaşayan hayatları gözümle görüyor ve birebir şahit oluyorum ve bir daldan dala konduğum yazıma daha son veriyorum...

22 Kasım 2010 Pazartesi

Mim'li Ben : sorularr ve cevaplarıı ...


Yazılarını,yorumlarını,ilgi ve alakasını çok sevdiğim DEEP Mimlemiş beni,
çok teşekkürler deep,mimler mutlu ediyor hep beni.
Mim bir kaç sorudan oluşmakta ,sorulara cevap vermeye bayılırım,formspring üyeliğimi alsam napsam :)

  • En Sevdiğim kelime : HUZUR
  • Nefret ettiğiniz kelime : Bu aralar KOMBİN ve MODİFİYE :)
  • Ne sizi Heyecanlandırır : SANAT
  • Heycanınızı ne öldürür : NEGATİF ve HEYECANSIZ  İNSANLAR
  • En sevdiğiniz ses : KARGA sesi
  • Nefret ettiğiniz ses: TELEFONUMUN ALARM SESİ ve KORNA SESİ
  • Hangi Mesleği yapmak istemezsiniz : İCRA MEMURLUĞU
  • Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz : KEMAN ÇALMAK
  • Kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz : ABIGAIL AHERN veya PHILIP GLASS
  • Nerde yaşamak isterdiniz : SEVGİLİMİN YANINDA HERHANGİ Bİ YERDE
  • En önemli kusurunuz: HİÇ BİR KONUDA HIRSIMIN OLMAMASI
  • Size en fazla keyif veren kötü huyunuz : RAHAT ve KEYİFÇİ bir insan olmam
  • Kahramanınız kim :  CEBRAİL
  • En çok kullandığınıuz kötü kelime : SUS
  • Şu anki ruh haliniz : HEYECANLI
  • Hayat felsefenizi hangi slogan özetler : HİÇ BİŞEY NEDENSİZ DEĞİLDİR...
  • Mutluluk rüyanız : BENİ HEYECANLANDIRAN BİR İŞTEN AKŞAM EVE DÖNDÜĞÜMDE SEVGİLİMLE KARŞILIKLI YEMEK YEMEK VE GÜNÜ DEĞERLENDİRMEK
  • Sizce mutsuzluğun tanımı : SAHİP OLDUKLARINA ŞÜKRETMEK YERİNE,SAHİP OLMADIKLARINA TAKARAK YAŞAMAK,VE MUTLULUĞU ÇOK UZAKLARDA ARAMAK
  • Nasıl ölmek isterdiniz : ANNEM ve BABAM ile vedalaşıp SEVGİLİMİN KOLLARINDA ÖLMEK
  • Cennete gittiğinde ALLAH'ın sana ne söylemesini isterdin : SENİ İZLEMEYİ SEVERDİM
Sevgili deep mimlemek isteyeceğim herkesi mimlemiş :) bu nedenle ben bu postu okuyan ve henüz mimlenmemiş olan herkesi mimliyorum.
ÖPÜLDÜNÜZ...

21 Kasım 2010 Pazar

Ayakkabı Canavarı BEN : Shoe is Love . . .

İflah olmaz bi ayakkabı severim ben,pek çok kadının olduğu gibi. Ama diğerlerinden şöyle bi farkım olabilir,üzerimdeki kıyafet ayakkabım kadar umrumda değildir.
Kıyafetime göre ayakkabı değil,ayakkabıma göre kıyafet seçerim ben.
Kalın topuklara,neon renklere,dolgu topuklara,farklı şekillerdeki topuklara,çizgilere ve puanlara takmış durumdayım şu aralar.
Hayallerimi süsleyen ayakkabıların olduğu bi post olucak şuan okuduğunuz.


Bu ayakkabıları istiyorumm,hepsi benim olsun ,amin.
Gelin olucak genç hanımlar içinde bi arşivim var,
                                                 Yukardaki ve aşağıdaki favorilerim

Düğünde rahat olmak isteyen gelin adayları içinse bu model ideal,

ve son trend rengarenk gelin ayakkabıları,bencede klişelerden kurtulmak lazım,
hııı unutmadan,buda benimki :) :)


20 Kasım 2010 Cumartesi

Saçma BEN : bu fotoğrafları seviyorum...

Eski dokulu,gothic,soğuk,uyumsuz,küf kokan,saçma,wonderland tarzındaki fotoğraflar,styling çalışmaları büyülüyor beni.
Nedenini bilmiyorum,herseyimle en benzediğim dostlarımla paylaşıyorum biriktirdiğim bu fotoğrafları,
 kesin benle aynı hissederler,onlarda benim gibi heycanlanırlar diyorum,
yok !
olmuyor,sevmiyorlar,bu ne böyle diyorlar,
sanırım ben gerçeküstü şeylere,bilinçaltı figürlerine,gerçekdışı karakterlere  Aşığım ...
Bu fotonun stylingini ben yapmak isterdim
bu fotoğrafa bakınca evdeki rutubetin kokusunu alıyorum,

bu fotoğrafı ben çekmek isterdim,bakmaya doyamıyorum
bu çifte,aşığım...
bu saçma çifti seviyorum,
MM çok seviyorum,
adamın son bakışını ve kadının keyif sigarasını da seviyorum,
bu oda da kitap okumak,
bu masada yemek yemek,
bu koltuklarda sade türk kahvesi içmek,
bu kırmızı masada çalışmak,
bu oda da uyumak ve uyanmak istiyorum...




19 Kasım 2010 Cuma

Feminen Ben : DOZ'un İdeal Kadın Profili Vol I

  1. İçinde bulunduğu koşullardan (ne kadar zor olursa olsun) şikayet etmeyen,hatta dile bile getirmeyen,
  2. Sorun yaratmak yerine çözüm üreten.Mevcut sorunların çözümleri için alternatif yollar arayan,(Herzaman bir yol vardır!)
  3. Eğlenmeyi,hayattan keyif alarak yaşamayı bilen,her fırsatta gülen,gülmek için fırsat yoksa fırsat yaratan.
  4. Kimse için değil,KENDİ için kendine bakan,temiz ve düzenli olan,değilse olabilmek için mesai harcayan(en kötü ruh halimizde,en depresif modumuzda bile,aynada bakımlı,hoş bi kadın görmek bizi 1-0 öne geçirir)
  5. Hakkına kanaat eden ,onun var benim niye yok demeyen ,benim payıma düşen bu diyebilen,
  6. Kendine ait bir dünyası olan,yalnız olmaktan korkmayan,hatta çoğu zaman yalnızlığı boş bir kalabalığa tercih eden,
  7. Kadına ait özellikleri zevkle yaşatan onlardan kurtulmaya,erkekleşmeye çalışmayan,
  8. Kendi ayakları üzerinde durabilen,çalışan ve birilerinin ona ihtiyacı olduğunu bilen
  9. Sahip olmadıklarına,olamadıklarına takmak yerine,sahip olduklarının farkında olan ve bunun keyfini çıkaran(sahip olmadıklarına sahip olabilmek için çalış,ok,ama olmuyorsada dert etme,elinde olanlardan keyif al)
  10. Tüketmek yerine üretime geçen,bişeyler yaratmanın ,meydana getirmenin hazzını yaşayan,
  11. Bildiği,iyi ve doğru olduğuna inandığı bilgileri diğer insanlarla paylaşan,onlarında iyi şeylerden yararlanmasına yardımcı olan,
  12. Hayatını anne,baba,koca,çocuk ekseni etrafında değil,önce KENDİ ekseni etrafında döndüren,
  13. Daha çok dinleyen ve gözlemleyen, 
  14. Farklı bakış açılarına,farklı karakterlere saygı duyan,çeşitliliğin verdiği seçme özgürlüğüne bayılan,insanları ve başta erkekleri değiştirmeye çalışmayan,herkesi olduğu gibi sevmeye çalışan,eğer sevemiyorsa  da SADECE giden,
15.Hayatındaki erkeği mutlu etmekten korkmayan,saçma oyunlara ihtiyaç duymayan,sadece olduğu gibi olan,bunun sonucunda terk edilse bile bunun kendi hatası olmadığını bilen,
16.Başka kadınların mutlu görünen hayatlarına kıskançlıkla değil,onlar adına sevinerek bakan,
17.Geçmişte yaşamayan,evet geçmiş hatalarından ders alan,ama her yeni insan ona aynı kötü deneyimleri yaşatacakmış gibi korkmayan,tedbirli olan ama herkesin başka bir insan olduğunu bilen,
18.Hep karşıdan bekleme işine son verebilme cesareti olan,Hatta bazen karşıdan hiç gelmeyeceğini bilse bile sadece kendi istediği için,içinden gelenlere gem vurmayan,
19.Düşündüğü ve yaptığı her iyi ve kötü şeyin gün gelip kendini bulacağını bilen,
20.Ruhuna değer veren, onu sık sık karşısına alıp konuşan,
aslında ruhuyla yakın arkadaş BİR KADIN . . .

18 Kasım 2010 Perşembe

Nasırlı BEN : Sertmişim, hı hı evet...

Sertmişim,
Neden  sert ?  , Ne sert ?
Kabuk genelde,
Peki ya içindeki ?
Yumuşak kalbin kalkanı göğüs kafesi,
Kemikten,
Nasıl peki ?
SERT
Pelte kıvamındaki midyenin kabuğu ?
Pek tabi SERT
Lezzetli Antep fıstığının kabuğu ?
o da SERT
İstiridyenin sert kabuğu saklar içindeki eşsiz incisini,
Sertmişim madem,Kır kabuğumu şikayetçiysen,bul içimdekini,bu kadar merak ediyosan !
Bak bakalım ne göreceksin ?
Nasıl sertleşir Nasır hiç düşündün mü ?
Önce yumuşaktır ,ayağın her yeri gibi savunmasızdır
ama zamanla ayakkabının en çok vurduğu can yaktığı yer sertleşir ,
canı yana yana kabuk örer kendine,dayanabilmek için bi sonraki acıya
Artık yumuşacık ayağın en sevilmeyen bölümüdür,serttir çünkü.
Ayakkabı mı ?
Onun hiç suçu yokki . . .

14 Kasım 2010 Pazar

Kolonyalı BEN : Kutlu Bayramlar . . .

Bayramları hatırlıyorum,
Çocukluğumun bayramlarını,
Babanemin evinde toplanılan,beraberce sofralar kurulan,güle oynaya o sofralara oturulan,
Babanemin,babamın,annemin,kuzenlerimin,amcalarımın ve onların eşlerinin olduğu bayramları.
Herkesin her bayram evdeki görevini bildiği günleri özlüyorum,
Babanemin sadece bayrama özel yaptığı cevizli kadayıfı,
Kuzenlerimle oynadığım oyunları,
Sofradayken kapı çalınca, hep beraberr 'off acaba kim geldii,tamda sırası' demeleri,
Tabakda kalan son dolmayı herkesin birbirne bıraktığı
o bayramları özlüyorum.
Şimdi bayramda koştuğumuz o evin kapısı kapalı bize,
Babanem yok,
Babamla ailecek yaptığımız bayram ziyaretleride yok,
Çünkü babam yok,uzak bi Ülkede,
Kuzenlerim yok,
Hala varlar ama onları gören yok,
Amcalarım var ama artık eşleri yok,
Beraber kurulan sofralar yok,kahkahalar yok,cevizli kadayıf yok.
'Yok' olunca anlıyosun 'yok' olanların ne büyük anlamlar taşıdığını
Benim için artık bayramların bi anlamı yok.
Bunca  ' YOK ' arasında belki benim değil ama sizin BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN . . .

11 Kasım 2010 Perşembe

Dost BEN : Bu filmi görmüştüm ...

SIVIyım ben derdim,
SIVI,
Şu bulunduğu kabın şeklini alan hani,
Şartlara uyum sağlayan,
Katı olmayı hiç istemeyen,akışkanlığa bayılan,esnek olan,
değişime açık,Her kabın şeklini alan ama özünü hiç bozmayan,
hayıflanmayan bulunduğu kaptan,
Bu niye yuvarlak,bu niye yamuk demeyen,sadece şekil değiştiren
ama özünde hep AYNI kalan , yani her kapta farklı duran...
Dün bi dostumla yemekteydim,hayatlarımız garnitürdü ana yemeğin yanında,
Ben bitirdim tüm garnitürlerimi de ,baktım onunkiler duruyor olduğu gibi tabakta,
SORDUM,
neler oluyor hayatında da sevmiyorsun tadını ?
O sancılı şeyler anlatırken ben keyifle çerez yaptım birama anlattıklarını.
Aşk acısı çekiyor,kendini ve hayatı sorguluyor,düşünüyor ve fazlaca kafa yoruyordu.
Bayıldım duyduklarıma, o anlattıkça gülüyordum ben,
Çünkü sorgulamak hayatı,acı ile yanmak ve kül olmak,yenilenmek için ilk dersti biliyordum.
Eskidende acı çekerdi,ama acısını yeni bi aşkla unutmayı denerdi,ve bitmeyen bi kısır döngünün içinde
geçerdi hayatı,şimdi artık DURDU,durdu ve acısını çekiyor,acıyı kısa süreliğine dindirecek merhemler aramıyor kendine,bu esnada kendini düşünüyor,nerde hatalar yaptığını,sevdiği yanlarını,değişmesini istediği yanlarını,kendiyle savaşıyor,bu savaştan çok daha güçlü ve yepyeni bi kadın çıkacak,ama o bunu bilmiyor.
Eskiden yaşadıklarını 'GECE'lerde unutmaya çalışırken şimdi o gecelerde kitaplara sığınıyor.
Bense onu dinliyor ve gülüyorum,
Neden mi ?
Ben bu filmi BİLİYORUM. . .

Mim'li BEN : Garip bi kızın GARİP alışkanlıkları...

Yine yeni bir mim saygıdeğer Dozsever.Bu seferki Mim pek bi hoşuma gitti
Konu: Garip alışkanlıklarınız ve yapamadıklarınız.
Mimci : NESLİNNCE
Teşekkürler neslinnce...
Geçelim Mim maddelerine;
  1. Yumurtayı peynirsiz,ıspanaklı herhangi birşeyi  yoğurtsuz yemem,yiyemem.
  2. El ile yapılan her işte fena sayılmamama rağmen,girdiğim her türlü örgü örme girşimi tafafımdan başarısızlıkla sonuçlandırılmıştır.
  3. Yazlık ve kışlık kıyafet anlayışım yoktur,yazlık bi kıyafetin üzerine mont giyer kışlık yaparım :) annem manyak olduğumu düşünür sık sık :)
  4. Kullandığım tüm saatler 5-10 dakika ileridir,dakik olmayı öğrenme çabam yüzünden.
  5. Taze ekmek üzerindeki pişmiş una dokunama ııyyyyyyyyyyy(yazarken bile zorlandım),pudra şekerinede dokunamam.
  6. odamı temizlemek,banyo yapmak,dışarı çıkmak için hazırlanmak gibi eylemleri fonda bi müzik olmadan yapamam.
  7. Rahat bi insanım,fazla dert etmem bişeyi,olmuyosa olmuyo derim,sıkmam canımı fazla,panik olmam kolay kolay.
İşte böyle bi kadınım ben.Her mimde Büyücüyü biraz daha tanıyosunuz,bana ne oluyosa bende mutlu oluyorum,size kendimi anlattıkça :)
MİMLERİMKİ ,

Deepblueeagle
Drukiyyes
Femiword
Melly
Üsturupsuz yazar
Medanşeri
haydi bakalım pamuk eller klavyelere

10 Kasım 2010 Çarşamba

Nostalcik BEN : Ben küçükken TV

Ben küçükken , peçete koleksiyonum vardı.
Ben küçükken,BİR BAŞKA GECE diye bi program vardı.
Ben küçükken,ZİYARETÇİLER diye bi dizi vardı,adamlar uzaylıydı fare yerlerdi.
Ben küçükken TAKE THAT diye bir boyband vardı.
Ben küçükken,TELE ON diye bi kanal vardı.
Ben küçükken,ÖNCE ALIŞVERİŞ,SONRA FİŞ,diyen manyak bi teyze vardı TV de.
Ben küçükken ,UZAYLI ZEKİYE vardı.
Ben küçükken, emzik şeklinde kolyeler çok moda olmuştuda takmıştık(cümleten ruh hastasıymışız)
Ben küçükken, Serdar Ortaç'ı radyoda ilk dinlediğimde kadın sanmıştım.
Ben küçükken, YAKARİ vardı.
Ben küçükken,SHOW TV de hafta sonları gece 12 den sonra KIRMIZI NOKTALI filmler olurdu.
Ben küçükken,HAYAT AĞACI diye bi dizi ve o dizide oynayan SAM diye bi karakter vardı.
Ben küçükken,annem KÖLE İSAURA izlerdi.
Ben küçükken,GİRDAP diye bi dizinin jeneriği dönerdi,korkudan ölürdüm.
Ben küçükken,saçlarına dokununca uğur getiren TROLL'ler vardı.
ARTIK YOK BUNLAR VE BEN HİÇDE KÜÇÜK DEĞİLİM...

9 Kasım 2010 Salı

Zamansız BEN : Yaş,Zaman ve AŞK İnanmıyorum size ...

Zamanla aram kötü oldu hep,tarihleri,doğum günlerini,özel günleri hatırlamakta pek bi başarısızdım oldum olası.Dün ne yaptığımı ,ne yediğimi hatırlayamam sorsanız.
Benim için an hep ŞUAN dı.
Yaş kavramınada inanmadım dolayısıyla,yaş almak yok benim için,deneyim edinmek var,yaş bu nedenle hiç sorun olmadı  benim gözümde,hatta hoşuma gitti daha çok deneyim edinmek,hayat hakkında daha çok şey bilmek,saçlarımdaki tek tük beyazlar geçmişde edindiğim deneyimlerin izleri ve hoşuma gitti onları görmek,hiç eyvah yaşlanıyorum demedim,hiç küçültmedim yaşımı,82 yılında bir Nisan ayında doğduğumu gönlümce ve mutlu olarak söyledim hep.
Zamansız bi yerde yaşıyorum ben.yaşadığım yerde kaç yaşında olduğunun önemi yok,hayattan neler biriktirdiğin önemli burda,ceplerinde neler taşıdığın,anlatmak için nasıl deneyimler edindiğin önemli .Deneyim için yaşada gerek yok, ben çok yaşlı ama hiç bişeyin ,başta kendinin  farkında olmadan yaşamış ömrünün sonuna gelmiş ama kendini hiç sorgulamamış insanlar tanıyorum.
Farkındalık en önemli şey hayatta ama bunla mı doğulur yoksa bu sonradan mı edinilir bunu bilmiyorum,üzerinde hala düşünüyorum.
Farkında olmak;
Kendinin,hatalarının,iyi yanlarının,becerilerinin,istediklerinin,istemediklerinin farkında olmak,bence insan aklı ermeye başladığında,yani ergenlik yıllarında ilk bunları düşünmeli,kendini bulmalı,kendini keşfe çıkmalı,ne istediğini,kim olduğunu düşünmeli,insanın ilk ödevi kendini bulmak olmalı bence,bulamazsa şayet  ömrü mutsuzlukları yüzünden başkalarını suçlayarak geçer.
Aşkada inanmadım ben,evet var olduğunu biliyorum harika bi duygu olduğunuda,ama gerçek bi duygu değil,sadece 'SANMAK' demek aşık olmak.Kafanda aşık olunacak bi erkek yada kadın profili oluşturmak,sonra ona uygun ,güzel,yakışıklı bedenler aramak,buluncada kafandaki o profili gördüğün güzel resme kopyalayıp yapıştırmak,Al işte sana AŞIK OLMAK(!)bunun nesi gerçek,karşındakini Kafandaki SANMAK.Olmadığını zaman içinde anlamak,gözündeki pembe gözlükleri çıkarıncada aaa aşkım bitmiş demek.
Ben sahte hiç bişeye inanmıyorum,Zaman yaş ve aşk sahtesiniz biliyorum...

8 Kasım 2010 Pazartesi

Hasta Ben : f*ck u grip...

Fena grip oldum yeaa :( yine her grip vakasında olduğu gibi bu seferde burnumu koparıp kenara koymak istiyorum,silmekten yanıyor artık burnum(398.hapşuruk şuan gerçekleşti).
İstanbuldan peydahladığım bi gribim var artık 2 sene önce domuzdu,geçensene kuş oldu ee bu seferkinin adınıda ben koyayım istanbul gribi olsun.
Dünden beri yatıyorum.uyku ile uyanıklık arası bi yerlerdeyim,normalde sevdiğim bi aralıktır bu uyku ve uyanıklık arası ama bu grip beynimin çalışmasınada izin vermiyor,o aralıkta normalde çok verimli olurum ama bu grip yüzünden öyle duruyorum etrafımdan kayıp giden nesnelere bakıyorum bişeyler oluyor ama algılayamıyorum.
Şimdi gidip annemin sıktığı narsuyunu içeyim...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails