29 Eylül 2010 Çarşamba

Buruk BEN : DEDEM . . .

Sabah ananeme gittim,teyzem ananemi doktora götüreceğinden dedeme bakmam gerekti.Eskiden çocukken dedem bana bakardı,şimdi ben ona bakıyorum arada sırada.Hasta dedem,Alzheimer,Herkesi unutuyor ama bi beni hatırlıyor,bu bana garip bi mutluluk veriyor,annemler eve giderken onları yolcu ediyor bana sendemi gidiyorsunki diyor sen gitme der gibi,Üzülüyorum,zor iş yaşlılık,hiç bi beklentin yok hayattan ve sana hızla yaklaşan ölümün farkındasın yinede nefes aldıkça varsın.
Ben üniversiteyi uzattığım yıllarda,ananemlerde kalmıştım yanlızlıktan bıktığım için ,kapıyı açan biri olmasının,eve yemek kokularıyla girmenin değerini,iki çift laf etmeyi,cevap almanın değerini konuştuğunda,hazır bi sofra bulmayı ve etrafında oturan bikaç insan bulmanın anlamını yanlızlığı yaşamadan anlamak çok zor.Ben insanın zoru yaşamadan başarı elde edemeyeceğini savunanlardanım zira.Üniversiteyi kaloriferli,wirelesslı evimde bitirememiştim,batmıştı rahatlık bi taraflarıma sanırım,ananemin soğuk evinde ,internet cafelerde tez yazarak,sobada ısınmaya çalışarak,ananem ve dedem tartıştığında kulağıma kulaklık takıp finallere çalışarak bitirebilmiştim.Dedemin hastalığı bukadar ileri değildi o zaman ama belirtileri vardı,sabaha karşı 4 onun kalkma ve kahvaltı yapma saatiydi mesela tüm evin ışıklarını açar' Nereden sevdim o zalim kadını' diye bağıra çağıra şarkı söyliyerek kahvaltısını hazırlardı,yalvarırıdım
-'dede nolur derse gidicem azıcık uyuyayım kapat lambaları' derdimde
-'erken kalk kızım' derdi.
Kafama yastık kapatır öyle uyumaya çalışırdım ,ne günlerdi.
Yaşlılığın ne demek olduğunuda o yıllarda anladım.Sizin için öylesine söylenmiş bi sözün onlar için ne kadar anlamlı olduğunuda anladım.Ananem eve dönme saatime yakın arardı,
-'kızım gelicenmi yemeğe,ne yapayım'
-'ya gelirim heralde annane ,takıl kafana göre,yap bişeyler' derdimde
takılırdım arkadaşlarıma filan ders çıkışı orda burda oyalanırdık,eve gittiğimde saat akşam yemeği vaktini çoktan geçmiş olsa bile iki yaşlı insan torunumuz ha geldi ha gelicek derken yememiş olurlardı yemeklerini,sofra öyle kurulu beni bekliyor olurdu,benim öylesine söylediğim gelirim sözü onlar için çok anlamlıydı,ne heycanları vardı ki başka,bizim için yoğun hayatımızın ufacık bi parçası olan 2 dakikalık bi telefon konuşmasının bir yaşlının gününün nerdeyse yarısını mutlu olarak geçirmesine şahit oldum ben.
Yada 'anne ben seni ararım 'dedikten sonra,yoğun işlerden açılması unutulan telefonun yaşlı bi kadının hayatında ne kadar önemli olabileceğini gördüm.Bütün günü evde geçiren yaşlı insanlar için çocuklarının ziyarete gelmesinin verdiği mutluluğa şahit oldum ben.Hayatımın en önemli deneyimlerini ve gözlemlerini okulumu bitirmek ve yanlız olmamak için taşındığım ve sadece 365 gün geçirdiğim,o anneannemin evinde edindim.Okula giderken ben,dedemin balkondan bana el sallayışlarını hatırlıyorum ona baktıkça.Çıkma derdim soğuk,olsun derdi.
Şimdi dedem unutmuş neredeyse herseyi,ananneme soruyor
-'Benim Hanım nerde diye ' :)
ananem burdayım ya işte diyor.İnsanoğlu bu hale gelebiliyor,yaşadığımız her an her güzel şey yanımıza kar kalıyor.Yaşarken pek bi umrumuzda olmuyorda yaşananlar,üzerinden zaman geçip adı 'ANI' olunca nedense pek bi değerli ,pek bi 'BADEM GÖZLÜ' oluyor.
Niye mi anlattım ben bunları ? Bigün bizde yaşlanıcaz DİYE...

10 yorum:

C3Moi dedi ki...

DÜnde aynı şeyi ben yaşadım. Babaannemle ilgiliydi. Üzülüyo insan. Onlar bize bakardı şimdi biz onlara. İlerde de bizleri bakıcak olan çıkacak mı acaba..?

DOZ BUYUCUSU dedi ki...

C3MOi,evet zor şey yaşlılık,ben kimseye yük olmadan gitmeyi tercih ederim şahsen,kimse bana bakmak zorunda hissetmesin kendini.hoş bize bakmak isteyende olmaz zannımca :)

mavi dedi ki...

Annemin babası olan dedemi hiç tanımadım bile ama babamın babası olan dedemle çok uzun yıllar birlikte geçirdik.Çoğu zaman bizimle kalırdı.Annemden Allah razı olsun dedeme hep annem bakardı.Evimizin bir parçası gibiydi.Geçen kış ben İstanbul'da çalışırken ağır hastalanmış ve vefat etti.Hala onun odasında bir garip olurum.Sanki sesi kulağımda...
Biz byüyüklerimize nasıl davranırsak emminim ki çocuklarımız da bize öyle davranacaklar.
Değerini bilmek lazım geçen zamanın ki geri gelmeyen tek şey zaman...

MeLLy dedi ki...

Benim bi dedem ben 3 yaşındayken ölmüş; onu hayal meyal hatırlıyorum..
Diğeri ben 8 yaşındayken kanser olup gözlerimin önünde günden güne eriyerek öldü 59 yaşında... Hastaneye yatırıldığı zamanlarda beni sorup dururmuş, hatta hastaneden çıktıktan sonra bir gün "çok özledim seni, pencereye her döndüğümde seni pencere kenarında oturmuş bana el sallarken görüyodum" demişti... Sonra da öldü zaten... Bu yaşıma geldim hala dedelerden bahsedilince bu gelir aklıma; içim acır...

♥pemb€sinti♥ dedi ki...

Allahım herkese sen gibi torun nasip etsin bitanem

Adsız dedi ki...

Sevgili Melly,birkac cumlen beni cok duygulandirdi:(bende ayni sekilde illet hastalik kanser nedeniyle genc yasta babami kaybettim.Babamin yasli bir dede oldugunu bile goremeden!!!Yani isin gercegi dede acisi yasayayan biri olarak babanin gunden gune olume yaklastigini bilmek,gormek insani cok buyutuyor bir kor dusuyor yuregine.Aci hic gecmiyor sadece kabuk bagliyor.Cocuklugundan beri guvendigin senin arkanda olan dev gibi adam yok artik:(Seni bulastigin beladan kurtaran,ben cocuguma guveniyorum diyen.Hii belki hayat devam ediyor herkes icin ama devam eden hayat senin eski hayatin olmuyor!!!

Üsturupsuz Yazar dedi ki...

Ay ben çok ağladım!
Ananeme ben de kıyamıyorum ama dayım yüzünden evlerine gidemez oldum.Dayım tekelinde tuttu herşeyi,ööle terbiyesiz ki artık: Cenazesine bile sizi çağırmam gibi saçma sapan şeyler konuşuyor,sanki biz vefasız gibi.Ama ben çok ağladım yine.Ya sen bööle buruk şeyler yazma etme aaa

Profösör dedi ki...

Ben de tam onbeş günlük bir dedeyim.Mehmeötakif'in dedesiyim. Sakalsız ve bastonsuz dedeyim ben.. ben de dedeyim...

cemo dedi ki...

Bir gün hepimiz yaşlanacağız bunu unutmamak ve aynı zamanda yaşlılarımızın büyüklerimizin de kıymetini bilmek lazım onların kıymetini kaybettikten sonra anlayabilmek ne acı :( Rahmetli Annaneme 4-5 yıl bakmıştık zamanında benim gibi bir afacanın peşinden koşturabilen kadıncağız yataklarda süründü yıllarca...İçim hala buruk ne zaman böyle birileri dedesi annanesi hakkında bişeyler yazsa içim bi tuhaf olur.

sophie'nin dünyası dedi ki...

ama gece gece dağıldım ben.
ne güzel, ne hoş anıların var dedene, anneannene dair...
ve hala hayattalarken bunun farkına varman, bu anılara sarılman,onlardan öğrendiklerinin bilincinde olman ne güzel...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails